Arslanbek SULTANBEKOV | Müzisyen, Rusya (Nogay Eli)

Rusya Federasyonu, Karaçay Çerkez Cumhuriyetinin Nogay Otonom Bölgesi, Erkin Halk köyünden olan ve Nogay Türkleri soyundan gelen Arslanbek SULTABEKOV, 23 Nisan 1965 tarihinde Rusya Federasyonuna bağlı Stavropolsky Kray şehrinde doğdu. Askerliğinden sonra Çerkessk şehrindeki “Vayenna Vozduçniy Voyska” adındaki müzik kolejini bitirdi. Burada klasik gitar, halk çalgıları müziği bölümünde 4 yıl müzik eğitimi aldı. Daha sonra Kazakistan’a gitti ve Kazakistan Devlet Senfoni Orkestrası’nda görev aldı, bir süre sonra buradaki görevinden ayrıldı. 2011 yılından itibaren Nogay Türkleri saban toylarında, festivallerde ve diğer birçok organizasyonda konserler verdi. 2013 yılında Dombıram şarkısıyla önce Türkiye'de ve sonra tüm Türk Dünyasında ün kazandı. SULTANBEKOV'un besteleyip seslendirdiği Dombıram şarkısı, kendisiyle birlikte dombıra çalgısının da Türkiye'de ve tüm Türk Dünyasında tanınmasına vesile oldu. Hâlen Kazakistan’ın başkenti Astana’da yaşamakta olan Arslanbek SULTANBEKOV evlidir ve Anzor adında oğlu ve Aziza adında kızı vardır.

Azerin | Ses Sanatçısı, Azerbaycan

5 yaşında iken Azerbaycan Devlet Televizyonu ve Radyosu'nda solist olarak çocuk şarkıları söyleyerek sanat yaşamına başlayan Azerin, 9 yaşında dünyaca ünlü olan "Cücelerim" dans ve müzik topluluğunun solisti olarak sanat hayatında emin adımlarla yürümeye devam etti. 15 Yaşında ise Azerbaycan Devlet Televizyonu ve Radyosu'nda Menekşe Korosu'nun solisti oldu. Azerin; birçok dilde şarkı söylemektedir. Bunlardan bazıları İtalyanca, İspanyolca, Rusça, Fransızca, İngilizce, Özbekçe, Kırgızca, Kazakça ve Balkan dilleridir. Azerin Azerbaycan Devlet Konservatuarı Şan Bölümü mezunudur. 2009 - 2013 yılları arasında TRT Avaz ve TRT Müzik kanallarında canlı performans programları yaptı. 2006 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham ALİYEV tarafından Azerbaycan Devlet Sanatçısı ünvanı ile onurlandırılmıştır. Ayrıca Azerin, gönüllü olarak Türkiye ve Azerbaycan sınır boylarında askerler için verdiği moral konserleri ile de gönüllerde taht kurmuş ve ortak medeniyet coğrafyamızda “Türk Dünyasının Sesi” olarak bilinmektedir.